Sponsor Reklam
site ekle sohbet, chat, mobil sohbet,uygulamalı chat,Chattir net,sohbet odaları, mircul Haberler istanbul
Lafazan sohbet, lafazan chat, lafazan, lafazan muhabbet istanbul Marmara Ereğlisi Su tesisatçısı, Marmara Ereğlisi Su tesisatı, Marmara Ereğlisi Su tesisatı tamiri, Marmara Ereğlisi Su tesisat ustası Ankara haber, ankara firma rehberi
Hosting Sponsorumuz
Cloudy Skye

Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

SOSYAL YARDIMLAR HAK OLACAK
#1

SOSYAL YARDIMLAR HAK OLACAK
• Sosyal yardımların hükümetin lütfuymuş gibi sunulmasına son
verecek; sosyal yardımları yurttaşlarımız için yasal, dava edile-
bilir bir hak olarak kabul edeceğiz.
• Sosyal yardımlardan yararlanma düzeylerini artıracağız.
• Yaşlılık ve engelli aylıklarını artıracağız.
• Engelliyi ve bakım vereni eve hapseden anlayışın yerine, her
yerel birimde yeterli ve ulaşılabilir yaşam alanları inşa edeceğiz.
Bakım emeğini aile içinde kadınların üstündeki bir yükümlülük
olmaktan çıkartıp kamunun yükümlülüğü haline getireceğiz.
• Engelli ve yaşlıların evde bakımı bir zorunluluksa, temizlik,
sağlık ve rehabilitasyon hizmetlerini kamu kaynakları ile karşı-
layacağız.
EVRENSEL TEMEL GELİR SUNACAĞIZ
• Tüm yurttaşlarımıza, bu toplumun parçası olmalarından doğan
hakla, asgari ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri aylık ve karşılıksız
bir gelir olarak Evrensel Temel Gelir sunacağız.
• Yurttaşlarımızın yaşamlarını anlamlı bir düzeyde iyileştiren,
insan onuruna yaraşır, tamamlayıcı bir politika olarak hayata
geçireceğimiz Evrensel Temel Gelir’in finansmanını artan oranlı
vergiler yoluyla sağlayacağız.
• Evrensel Temel Gelir ile, güvencesizlik ve kötü iş koşullarına
mahkumiyeti ortadan kaldırmaya yardımcı olacak; tüm emek-
çilerin patronlar karşısında ellerini güçlendireceğiz.
• Evrensel Temel Gelir uygulamasını en yoksullardan, kadınlardan
ve gençlerden başlatacak, kademeli olarak tüm yurttaşlarımıza
yayacağız.
İNAT ve UMUT BİLDİRGESİ33
KAMUCU VE EMEK EKSENLİ PLANLI EKONOMİ
Bir yol ayrımında olan Türkiye ekonomisi, 2000’lerin başından bu
yana ekonomiye hâkim olan dış sermaye girişlerine bağımlı, yerli
ve uluslararası tekellerin sömürüsüne terk edilmiş, borç artışına
dayanan, inşaat odaklı büyüme modeliyle aslında yoksullaştıran
büyüme sürecine mahkûm konumda. Uygulanan politikalar makro
ekonomik dengesizlikleri iyice içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Üre-
timin ithalat bağımlılığının yüksek olması kendisini yüksek dış ti-
caret açıkları ve bitmeyen bir döviz ihtiyacı ile karşı karşıya bıraktı.
Döviz kurlarının daha da yükselmemesi için el yordamıyla, rastgele
alınan her yeni karar, sorunları ağırlaştırarak öteledi. Böylelikle
1989’dan bu yana artan uluslararası finansal sermayeye bağımlılık
giderek ağırlaştı. Döviz ihtiyacı giderek daha fazla kaynağı belirsiz
girişlerle ve bazı ülkelerden hangi siyasi tavizler karşılığında alındığı
belli olmayan döviz borçlarıyla karşılanmaya çalışıldı.
Kamu bütçesi denetlenemez bir biçimde sermayedarların yararına
kullanıldı. Teşvikler, vergi afları ya da sermayeden tahsil edilmeyen
vergiler aracılığıyla kamu kaynakları sürekli sermaye sahiplerine ak-
tarıldı. Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında yapılan projelerde kamu
zarara uğratılarak suç işlendi. Kamusal eğitime, sağlığa, doğal, kül-
türel ve tarihi varlıklarımızın korunmasına harcanabilecek çok de-
ğerli kamu kaynakları bir avuç sermayedara yıllar sürecek ödeme
garantileri ile bağlandı. Öte yandan kamuya ait varlıklar, araziler her
gün satışa çıkarıldı, devletin harcamaları kamunun kontrolü dışında
ve halkın öncelikli ihtiyaçlarının uzağında gerçekleşti.
Bir yandan gıda fiyatlarındaki artış herkesi vururken bir yandan da
tarım ve hayvancılık en zor günlerini yaşadı. Çiftçilerin girdi fiyatları
hızlı bir biçimde artarken ellerine geçen gelir aynı hızda artmadı,
34
geriledi. Bu hem kırsal yoksulluğu artırdı hem de tarımsal üretimin
artırılması önünde bir engel olarak durdu. Verimli tarım arazileri rant
yaratma politikaları çerçevesinde tarımdan koparılıp inşaata açıldı.
Bunca yıldır inşaat ve gayrimenkul faaliyetlerine milyarlarca liralık
aktarılmışken 6 Şubat 2023 Maraş depremi, bu kaynakların aslında
sağlıklı ve dayanıklı barınmanın sağlanması için değil sadece kâr ve
rant yaratmak için kullanıldığını tüm açıklığıyla gösterdi. Deprem
aynı zamanda kamunun içinin nasıl boşaltıldığını, kaynaklarının nasıl
yağmalandığını ve ihtiyaç anında kullanılabilecek kamu kaynakla-
rının ve kapasitesinin nasıl tahrip edildiğini ortaya koydu.
Son dönemde hem ülkemizde hem de dünyadaki ekonomik, siyasal
ve sosyal göstergeler kapitalizmin insanlığın sorunlarını çözmenin
çok uzağında kaldığını açık olarak sergiliyor.
Küresel kapitalizm bir yandan çok büyük gelir ve varlık eşitsizlikleri
yaratırken, bir yandan da temel ihtiyaçların sağlanmasını giderek
daha fazla piyasaların ve kâr güdüsünün insafına terk ediyor.
Sorunlarımızı çözecek olan, insanlığın ihtiyaçlarını karşılayacak olan
kâr hırsına dayanan daha fazla piyasa, daha fazla özel işletme, daha
fazla kapitalizm değildir. İhtiyacımız olan sosyalizmdir.
Planlı, eşitlikçi, katılımcı ve kamucu bir ekonomi
TİP’in kırmızı çizgisidir.
Bul
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
Sponsor Reklam
site ekle sohbet,chat,mobil sohbet,uygulamalı chat,Chattir net,sohbet odaları, mircul Haberler istanbul
Lafazan sohbet, lafazan chat, lafazan, lafazan muhabbet istanbul Marmara Ereğlisi Su tesisatçısı, Marmara Ereğlisi Su tesisatı, Marmara Ereğlisi Su tesisatı tamiri, Marmara Ereğlisi Su tesisat ustası Ankara Haberleri, Ankara Firma Rehberi