Prostat Kanseri ve Diğer Etkenler
1. Prostat Kanseri ve Kronik Enflamasyon
Prostatın kronik iltihabının prostat kanseri gelişimine neden olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Prostat dokusunun uzun süreli kronik enfeksiyona maruz kalması hücre içinde DNA hasarına yol açmakta ve kanser gelişimine neden olmaktadır. Prostat biyopsisinde iltihap saptanan erkeklerde yıllar sonra kanser geliştiği gösterilmiştir.
2. Prostat Kanseri ve Cinsel İlişki
Prostat kanseri gelişmesi ve düzenli cinsel ilişki sıklığı arasında ters ilişki saptanmıştır. 20’li yaşlarda haftada 5 veya ayda 21 kez üzeri ejakulasyon sıklığı öyküsüne sahip erkeklerde prostat kanseri gelişme oranı düşük bulunmuştur.
3. Prostat Kanseri ve Sigara İçiciliği
Aktif sigara maruziyeti kanda kadmiyum düzeyinin yükselmesine ve sonuç olarak prostat bezi hücrelerinde DNA hasarına yol açmaktadır. Sigara kullanan hastalarda özellikle ameliyat sonrası dönemde hastalığın tekrarlama (nüks) oranında artış tespit edilmiştir.
4. Prostat Kanseri ve Diyet
Diyetin prostat kanserinin oluşumundaki rolüne en önemli kanıt Amerika ya göç eden Japonlar ve Çinlilerde, anavatanlarında yaşayan akrabalarına oranla daha yüksek oranda prostat kanseri görülmesidir. Yapılan çalışmalar Amerikaya göç eden bu erkeklerde özellikle ızgara et ürünlerinin yüksek tüketilmesinin kanserojen etkili hidrokarbonların artmasına ve DNA mutasyonlarına yol açtığına işaret etmektedir.
5. Prostat Kanseri ve Şişmanlık
Vücut Kitle indeksi arttıkça prostat kanseri daha yüksek oranlarda görülmektedir. Şişman kişilerde PSA seviyeleri düşmekte ve bununla beraber daha saldırgan ve ölümcül seyreden prostat kanserleri görülebilmektedir.
6. Prostat Kanseri ve Lycopene
Lycopene domates ve ürünlerinde bol miktarda bulunan ve güçlü antioksidan özelliği olan bir maddedir. Prostat kanseri riskini azalttığı öne sürülmektedir. Yapılan çalışmalarda fazla domates tüketenlerde az domates tüketenlere oranla prostat kanserinin %11 oranında daha az görüldüğü saptanmıştır.
7. Prostat Kanseri ve Soya
Soya fasulyesi bol miktarda bitkisel bir estrojen olan phytoestrojen içermektedir. Phytoestrogen 5 alfa redüktaz enzimini inhibe etmekte ve erkeklik hormonlarının (androjen) aktivitesini engellemektedir. Yüksek oranda soya tüketenlerde prostat kanseri riski azalmaktadır. Asyalılarda prostat kanserinin daha az görülmesini yüksek oranda soy tüketimine bağlanmaktadır.
8. Prostat Kanseri ve Yeşil Çay
Yeşil çayda bulunan Catechin isimli maddenin prostat kanser hücrelerini öldürdüğü ve kanser hücrelerinin gelişmesini durdurduğu yapılan deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Asyalı toplumlarda prostat kanserinin düşük oranlarda görülmesi yüksek oranda yeşil çay içimine bağlanmaktadır.
9. Prostat Kanseri ve Leptin
İnsanlarda yağ dokusu hücrelerinde sentezlenen leptin molekülü iştahın kontrol edilmesinden sorumludur. Obez erkeklerde leptine karşı vücutta duyarsızlık geliştiği gösterilmiştir. Ayrıca, leptin molekülünün üretiminden sorumlu olan LEP genleri mutasyonları hızlı ilerleyen, agresif prostat kanserinden sorumlu tutulmuştur.
D vitamini vücutta; diyet yoluyla ve güneş ışığının ciltteki inaktif D vitaminini aktif forma çevirmesiyle elde edilmektedir. D vitaminin prostat kanserindeki etkisi hakkında çeşitli gözlemler ve çalışmalar mevcuttur;
Kuzey Avrupa ülkelerinde daha az güneş ışığına maruz kalınmaktadır ve bu ülkelerde prostat kanserinden ölüm oranları yüksektir.
İleri yaş erkeklerin güneş ışınına maruziyeti az olduğu için D vitamin seviyeleri de düşük saptanmakta ve prostat kanseri insidansı artmaktadır.
Siyahi ırkta ciltteki Melanin pigmenti ultraviole ışınlarını bloke etmekte ve D vitaminin ciltte aktif forma dönüşmesini engellemektedir. Siyahi ırk dünyada en yüksek oranda prostat kanseri görülme ve ölüm oranlarına sahiptir.
Kalsiyum dan zengin diyetle beslenenlerde kandaki D vitamini seviyesinin azaldığı ve bu kişilerde prostat kanseri riskinin arttığı görülmüştür.
Japonlar balıktan zengin beslendikleri için diyetlerinde bol miktarda D vitamini bulunmaktadır. Japonlarda prostat kanseri görülme oranı oldukça düşüktür.
Yapılan çalışmalarda prostat kanser hücrelerinde D vitamini reseptörü bulunduğu ve D vitamininin prostat kanser hücrelerinin gelişimini durdurduğu ve yayılmasını engellediği gösterilmiştir.
1. Prostat Kanseri ve Kronik Enflamasyon
Prostatın kronik iltihabının prostat kanseri gelişimine neden olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Prostat dokusunun uzun süreli kronik enfeksiyona maruz kalması hücre içinde DNA hasarına yol açmakta ve kanser gelişimine neden olmaktadır. Prostat biyopsisinde iltihap saptanan erkeklerde yıllar sonra kanser geliştiği gösterilmiştir.
2. Prostat Kanseri ve Cinsel İlişki
Prostat kanseri gelişmesi ve düzenli cinsel ilişki sıklığı arasında ters ilişki saptanmıştır. 20’li yaşlarda haftada 5 veya ayda 21 kez üzeri ejakulasyon sıklığı öyküsüne sahip erkeklerde prostat kanseri gelişme oranı düşük bulunmuştur.
3. Prostat Kanseri ve Sigara İçiciliği
Aktif sigara maruziyeti kanda kadmiyum düzeyinin yükselmesine ve sonuç olarak prostat bezi hücrelerinde DNA hasarına yol açmaktadır. Sigara kullanan hastalarda özellikle ameliyat sonrası dönemde hastalığın tekrarlama (nüks) oranında artış tespit edilmiştir.
4. Prostat Kanseri ve Diyet
Diyetin prostat kanserinin oluşumundaki rolüne en önemli kanıt Amerika ya göç eden Japonlar ve Çinlilerde, anavatanlarında yaşayan akrabalarına oranla daha yüksek oranda prostat kanseri görülmesidir. Yapılan çalışmalar Amerikaya göç eden bu erkeklerde özellikle ızgara et ürünlerinin yüksek tüketilmesinin kanserojen etkili hidrokarbonların artmasına ve DNA mutasyonlarına yol açtığına işaret etmektedir.
5. Prostat Kanseri ve Şişmanlık
Vücut Kitle indeksi arttıkça prostat kanseri daha yüksek oranlarda görülmektedir. Şişman kişilerde PSA seviyeleri düşmekte ve bununla beraber daha saldırgan ve ölümcül seyreden prostat kanserleri görülebilmektedir.
6. Prostat Kanseri ve Lycopene
Lycopene domates ve ürünlerinde bol miktarda bulunan ve güçlü antioksidan özelliği olan bir maddedir. Prostat kanseri riskini azalttığı öne sürülmektedir. Yapılan çalışmalarda fazla domates tüketenlerde az domates tüketenlere oranla prostat kanserinin %11 oranında daha az görüldüğü saptanmıştır.
7. Prostat Kanseri ve Soya
Soya fasulyesi bol miktarda bitkisel bir estrojen olan phytoestrojen içermektedir. Phytoestrogen 5 alfa redüktaz enzimini inhibe etmekte ve erkeklik hormonlarının (androjen) aktivitesini engellemektedir. Yüksek oranda soya tüketenlerde prostat kanseri riski azalmaktadır. Asyalılarda prostat kanserinin daha az görülmesini yüksek oranda soy tüketimine bağlanmaktadır.
8. Prostat Kanseri ve Yeşil Çay
Yeşil çayda bulunan Catechin isimli maddenin prostat kanser hücrelerini öldürdüğü ve kanser hücrelerinin gelişmesini durdurduğu yapılan deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Asyalı toplumlarda prostat kanserinin düşük oranlarda görülmesi yüksek oranda yeşil çay içimine bağlanmaktadır.
9. Prostat Kanseri ve Leptin
İnsanlarda yağ dokusu hücrelerinde sentezlenen leptin molekülü iştahın kontrol edilmesinden sorumludur. Obez erkeklerde leptine karşı vücutta duyarsızlık geliştiği gösterilmiştir. Ayrıca, leptin molekülünün üretiminden sorumlu olan LEP genleri mutasyonları hızlı ilerleyen, agresif prostat kanserinden sorumlu tutulmuştur.
D vitamini vücutta; diyet yoluyla ve güneş ışığının ciltteki inaktif D vitaminini aktif forma çevirmesiyle elde edilmektedir. D vitaminin prostat kanserindeki etkisi hakkında çeşitli gözlemler ve çalışmalar mevcuttur;
Kuzey Avrupa ülkelerinde daha az güneş ışığına maruz kalınmaktadır ve bu ülkelerde prostat kanserinden ölüm oranları yüksektir.
İleri yaş erkeklerin güneş ışınına maruziyeti az olduğu için D vitamin seviyeleri de düşük saptanmakta ve prostat kanseri insidansı artmaktadır.
Siyahi ırkta ciltteki Melanin pigmenti ultraviole ışınlarını bloke etmekte ve D vitaminin ciltte aktif forma dönüşmesini engellemektedir. Siyahi ırk dünyada en yüksek oranda prostat kanseri görülme ve ölüm oranlarına sahiptir.
Kalsiyum dan zengin diyetle beslenenlerde kandaki D vitamini seviyesinin azaldığı ve bu kişilerde prostat kanseri riskinin arttığı görülmüştür.
Japonlar balıktan zengin beslendikleri için diyetlerinde bol miktarda D vitamini bulunmaktadır. Japonlarda prostat kanseri görülme oranı oldukça düşüktür.
Yapılan çalışmalarda prostat kanser hücrelerinde D vitamini reseptörü bulunduğu ve D vitamininin prostat kanser hücrelerinin gelişimini durdurduğu ve yayılmasını engellediği gösterilmiştir.