Anasayfa

Sohbet

Üyelerimiz

İletişim


Subject İnformation
Author Arzu Replies 1
Share Views 19
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Prostat Kanseri ve Diğer Etkenler
#1
Prostat Kanseri ve Diğer Etkenler

1. Prostat Kanseri ve Kronik Enflamasyon

Prostatın kronik iltihabının prostat kanseri gelişimine neden olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Prostat dokusunun uzun süreli kronik enfeksiyona maruz kalması hücre içinde DNA hasarına yol açmakta ve kanser gelişimine neden olmaktadır. Prostat biyopsisinde iltihap saptanan erkeklerde yıllar sonra kanser geliştiği gösterilmiştir.

2. Prostat Kanseri ve Cinsel İlişki

Prostat kanseri gelişmesi ve düzenli cinsel ilişki sıklığı arasında ters ilişki saptanmıştır. 20’li yaşlarda haftada 5 veya ayda 21 kez üzeri ejakulasyon sıklığı öyküsüne sahip erkeklerde prostat kanseri gelişme oranı düşük bulunmuştur.

3. Prostat Kanseri ve Sigara İçiciliği

Aktif sigara maruziyeti kanda kadmiyum düzeyinin yükselmesine ve sonuç olarak prostat bezi hücrelerinde DNA hasarına yol açmaktadır. Sigara kullanan hastalarda özellikle ameliyat sonrası dönemde hastalığın tekrarlama (nüks) oranında artış tespit edilmiştir.

4. Prostat Kanseri ve Diyet

Diyetin prostat kanserinin oluşumundaki rolüne en önemli kanıt Amerika ya göç eden Japonlar ve Çinlilerde, anavatanlarında yaşayan akrabalarına oranla daha yüksek oranda prostat kanseri görülmesidir. Yapılan çalışmalar Amerikaya göç eden bu erkeklerde özellikle ızgara et ürünlerinin yüksek tüketilmesinin kanserojen etkili hidrokarbonların artmasına ve DNA mutasyonlarına yol açtığına işaret etmektedir.

5. Prostat Kanseri ve Şişmanlık

Vücut Kitle indeksi arttıkça prostat kanseri daha yüksek oranlarda görülmektedir. Şişman kişilerde PSA seviyeleri düşmekte ve bununla beraber daha saldırgan ve ölümcül seyreden prostat kanserleri görülebilmektedir.

6. Prostat Kanseri ve Lycopene

Lycopene domates ve ürünlerinde bol miktarda bulunan ve güçlü antioksidan özelliği olan bir maddedir. Prostat kanseri riskini azalttığı öne sürülmektedir. Yapılan çalışmalarda fazla domates tüketenlerde az domates tüketenlere oranla prostat kanserinin %11 oranında daha az görüldüğü saptanmıştır.


7. Prostat Kanseri ve Soya

Soya fasulyesi bol miktarda bitkisel bir estrojen olan phytoestrojen içermektedir. Phytoestrogen 5 alfa redüktaz enzimini inhibe etmekte ve erkeklik hormonlarının (androjen) aktivitesini engellemektedir. Yüksek oranda soya tüketenlerde prostat kanseri riski azalmaktadır. Asyalılarda prostat kanserinin daha az görülmesini yüksek oranda soy tüketimine bağlanmaktadır.

8. Prostat Kanseri ve Yeşil Çay

Yeşil çayda bulunan Catechin isimli maddenin prostat kanser hücrelerini öldürdüğü ve kanser hücrelerinin gelişmesini durdurduğu yapılan deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Asyalı toplumlarda prostat kanserinin düşük oranlarda görülmesi yüksek oranda yeşil çay içimine bağlanmaktadır.

9. Prostat Kanseri ve Leptin

İnsanlarda yağ dokusu hücrelerinde sentezlenen leptin molekülü iştahın kontrol edilmesinden sorumludur. Obez erkeklerde leptine karşı vücutta duyarsızlık geliştiği gösterilmiştir. Ayrıca, leptin molekülünün üretiminden sorumlu olan LEP genleri mutasyonları hızlı ilerleyen, agresif prostat kanserinden sorumlu tutulmuştur.

D vitamini vücutta; diyet yoluyla ve güneş ışığının ciltteki inaktif D vitaminini aktif forma çevirmesiyle elde edilmektedir. D vitaminin prostat kanserindeki etkisi hakkında çeşitli gözlemler ve çalışmalar mevcuttur;
Kuzey Avrupa ülkelerinde daha az güneş ışığına maruz kalınmaktadır ve bu ülkelerde prostat kanserinden ölüm oranları yüksektir.
İleri yaş erkeklerin güneş ışınına maruziyeti az olduğu için D vitamin seviyeleri de düşük saptanmakta ve prostat kanseri insidansı artmaktadır.
Siyahi ırkta ciltteki Melanin pigmenti ultraviole ışınlarını bloke etmekte ve D vitaminin ciltte aktif forma dönüşmesini engellemektedir. Siyahi ırk dünyada en yüksek oranda prostat kanseri görülme ve ölüm oranlarına sahiptir.
Kalsiyum dan zengin diyetle beslenenlerde kandaki D vitamini seviyesinin azaldığı ve bu kişilerde prostat kanseri riskinin arttığı görülmüştür.
Japonlar balıktan zengin beslendikleri için diyetlerinde bol miktarda D vitamini bulunmaktadır. Japonlarda prostat kanseri görülme oranı oldukça düşüktür.
Yapılan çalışmalarda prostat kanser hücrelerinde D vitamini reseptörü bulunduğu ve D vitamininin prostat kanser hücrelerinin gelişimini durdurduğu ve yayılmasını engellediği gösterilmiştir.
Cevapla
#2
Prostat Kanseri Risk Faktörleri

Prostat kanseri için yerleşmiş ve tanımlanmış olan risk faktörleri; yaş, aile öyküsü ve ırk’ tır. Yaş prostat kanserinde bilinen en güçlü risk faktörüdür.

Aile Öyküsü ve Genetik Faktörler

Prostat kanserinin ailesel ve genetik yanı bulunduğuna dair çok sayıda çalışma ve delil mevcuttur. Tek yumurta ikizlerinde genetik geçişin olduğu ve ailesinde prostat kanseri görülen kişilerde prostat kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Yapılan çalışmalarda ailesinde prostat kanserine yakalanan kişi sayısı, yakınlık derecesi ve bu kişilerin prostat kanserine yakalandığı yaş ne kadar erken ise risk o kadar artmaktadır.

Örneğin, babası veya kardeşi prostat kanseri olan bir kişinin prostat kanserine yakalanma riski normalin iki katına çıkmaktadır. Ailede birden fazla kişide prostat kanseri var ise bu risk daha da artmakta, özellikle ailede prostat kanserine yakalanan kişilerin yaşı ne kadar genç ise risk oldukça yükselmektedir. Eğer aileden prostat kanserine yakalanan kişinin yaşı 55’in altında ise risk anlamlı şekilde artmaktadır.

Prostat kanseri vakalarının yaklaşık % 5-10unudan genetik geçiş sorumludur. Bazı genlerin prostat kanseri oluşması ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bunlardan bir tanesi; herediter prostat kanseri gen 1’dir (HPCG).

Çevresel ve Dış Faktörler

Beslenme

Çevresel ve dış faktörlerin prostat kanseri oluşumunu etkilediği bilinmektedir.

Prostat kanseri oluşumunda beslenmenin rolü tartışmalıdır. Kırmızı etten ve yağdan zengin beslenenlerde, ayrıca sebze ve meyveden fakir beslenenlerde prostat kanseri biraz daha sık görülmektedir. Öte yandan bazı yiyeceklerin prostat kanseri gelişme riskini azalttığı öne sürülmektedir. Domates (rendelenmiş veya pişirilmiş ), karpuz, kırmızı greyfurt gibi likopenden zengin besinlerin prostat kanseri oluşumunu azalttığı öne sürülmektedir.

Irk

Irk prostat kanserinde belirlenmiş bir risk faktörüdür. Amerikalı Siyah ırk ‘ta prostat kanseri gelişme riski, beyaz ırka oranla 1.6 kat ve ölüm oranı ise 2.5 kat daha fazladır. Dünyada prostat kanserinin en sık görüldüğü ırk Amerikalı siyah ırk ve Jamaikalılardır. Asya’da ve Güney Amerika’da görülme sıklığı dünyanın diğer bölgelerine oranla daha azdır. Asya kökenli olup Amerika’da yaşayan kişilerde hastalığın görülme oranı beyaz ırka göre daha düşük ancak Asya’da yaşayan akrabalarına göre daha yüksektir. Bu bulgular da prostat kanserinde çevre ve beslenme gibi faktörlerin prostat kanserini arttırabildiğini göstermektedir.

Androjenler (Erkeklik hormonları)

Androjenler prostatın gelişmesini ve olgunlaşmasını etkilemektedirler, bunu prostatın epitel hücrelerinin çoğalması ve farklılaşmasını sağlayarak yapmaktadırlar. Prostatın bazı kilit gelişme ve farklılaşma dönemlerinde prostatın androjenlere maruz kalmasının prostat kanserini oluşmasında rol oynadığına dair çalışmalar mevcuttur.

Yüksek seviyedeki erkeklik hormonunun prostat kanseri oluşumu açısından bir risk faktörü olduğu hep öne sürülmüştür. Ancak yapılan çalışmalarda, testesteron, dihidrotestesteron gibi erkek hormonlarının kan seviyelerinin yüksek olması ile prostat kanseri oluşumu arasında herhangi bir ilişki bulunamamıştır.

Vitamin D ve Kalsiyum

İnsanlarda vitamin D hem diyetle, hem de güneş ışığının etkisiyle deride sentez edilmektedir. D vitamininin prostat kanseri ile olan ilişkisi yapılan bir çok çalışmaya dayanmaktadır;

1.Güneş ışığına daha az maruz kalan kuzey ülkelerinde prostat kanserinden ölüm oranları daha yüksektir.
2.Prostat kanseri, D-vit yapımının azaldığı ileri yaş gurubunda daha sık olarak gözükmektedir.
3.Siyahi ırkta, derideki melatoninin güneş ışığını ve dolaysıd vitamini sentezini bloke etmektedir. Siyahi ırkta prostat kanseri ve prostat kanserinden ölüm oranları oldukça yüksektir.
4.Diyette kalsiyumdan zengin beslenenlerde; kalsiyum, kandaki d vitamini seviyesini düşürmekte ve bu kişilerde prostat kanseri riski yüksek oranda gözükmektedir.
5.Japonlar, d vitamininden oldukça zengin olan balığı bol miktarda tüketmektedirler. Japonya’da prostat kanseri görülme oranı oldukça düşüktür.
Bütün bunlara ek olarak, yapılan çalışmalarda d vitamininin prostat kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği öne sürülmektedir.

Etyoloji ve Moleküler Genetik

Prostat kanseri bir çok tümörün aksine kendine has özellikleri olan bir kanser türüdür. Prostat kanseri iki ayrı formda görülebilmektedir;

1. Histolojik veya klinik olarak gizli form (latent form); 50 yaşının üzerindeki erkeklerin %30’unda, 80 yaşının üzerindeki kişilerin ise %60-70’inde saptanabilmektedir.

2. Klinik olarak belirgin form: Her 6 erkekten biri yakalanmaktadır.

Latent form’ un görülme sıklığının bütün dünyada ve tüm ırklarda aynı olduğu düşünülmektedir. Ancak klinik olarak belirgin form’ un görülme sıklığı ülkeden ülkeye ve ırklar arasında belirgin biçimde değişiklik göstermektedir.

Latent form ile klinik form arasındaki ilişki tam olarak bilinmemekte ancak birtakım moleküler olayların neticesinde bazı latent formların ilerleme gösterdiği ve klinik forma dönüştüğü bilinmektedir.

Androjenlerin Etkisi

Androjenler (erkeklik hormonları) prostat kanserinin gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Prostatı etkileyen en önemli erkeklik hormonu dihidrotestesteron (DHT)’ dur. Bu hormon 5 alfa redüktaz enzimi ile testesterondan elde edilmektedir.
Cevapla




Konuyu Okuyanlar:
1 Ziyaretçi