LÜBBEY'DE SONBAHAR
Lübbey, Ödemiş / İzmir
Daha önce İzmir ilinin Ödemiş ilçesine bağlı bir köy olan Lübbey, büyük şehir yasası ile mahalle haline getirilmiş eski bir yerleşim yeridir. Ödemiş'in merkezine 18 km mesafede bulunmaktadır. Bir turla geldiğimiz Lübbey'de iki saat kadar kalıyoruz.
Lübbey, Bozdağın Ödemiş ovasına bakan güney yamacında, uçurum denecek bir yerde kurulmuş, uzaktan kartal yuvasını andırıyor.
Lübbey hakkında literatürde ciddi bir bilgi bulamadım. 2016 yılında burada bir belgesel çekilmiş. Sart ile Efes arasında bulunan yol üzerinde olması, eski çağlarda da bir yerleşim yeri olabileceğini düşündürüyor.
Lübbey, bir söylentiye göre Lüb ve Dab adında iki Türkmen beyi tarafından kurulmuştur. 'Lübbey' adının da buradan geldiği söylenmektedir. Bir başka rivayet göre ise; Sardes kralının Lüb adlı oğlundan adını almıştır.
Lübbeyliler, 1980 yılından itiberen ulaşım durumu daha iyi olan ve o zamana kadar yayla olarak kullandıkları Çamyayla'ya yerleşmeye başlamış. Şimdi Lübbey'de oturan sadece birkaç yaşlı aile kalmış.
Mevsimin sonbahar olmasının da etkisiyle, Lüpbey sokaklarını gezerken duygusal anlar yaşıyoruz.
Bir zamanlar çoçukların, kadınların, hayvanların dolaştığı bu sokaklarda şimdi derin bir sessizlik var. Sokaklardan geçerken, başımıza bir şey düşer diye korkuyoruz.
Sokaklarda, yaprakları dökülmeye başlayan nar ve incir ağaçlarına rastlıyoruz. Vadinin karşı tarafındaki ormanların ağaçlar rengarenk görünüyor.
Lübbey'de evlerin çoğu yıkılmış, ya da yıkılmak üzere, bazılarının içinde otlar, ağaçlar bitmiş. Sokaklarda, üzerimize bir şeyler düşmemesi için dikkatli yürüyoruz. İki katlı olan evlerin taştan olan alt katı ahır olarak kullanılmış. Evlerin çoğu birbirine bitişik olarak yapılmışlar. Bunun bir nedeninin de güvenlik olduğu, evler arasında bir bağlantı olduğu belirtiliyor.
Tek sınıftan olan okulu gezerken bir öğretmen olarak heyecanlanıyorum, karatahtanın üzerinde eski arap alfabesi ile yazılmış yazılar var. Duvarlara çizilmiş resimler, yazılar o günlerin bir hatırası olarak duruyorlar.
Lüpbey'in camisi de ilginç, minaresi yok, duvarlara çizilmiş resimler dikkat çekiyor. Alevi ve sünni toplum, bir zamanlar burayı birlikte ibadet yeri olarak kullanmışlar.
Lübbey'den ayrılırken gözümüz arkada kalıyor. Lübbey doğaya yenik düşmüş, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, bir an önce bir şeyler yapılması lazım! Ödemiş'e yolunuz düşerse, Lübbey'i görmenizi tavsiye ederim.
Lübbey, Ödemiş / İzmir
Daha önce İzmir ilinin Ödemiş ilçesine bağlı bir köy olan Lübbey, büyük şehir yasası ile mahalle haline getirilmiş eski bir yerleşim yeridir. Ödemiş'in merkezine 18 km mesafede bulunmaktadır. Bir turla geldiğimiz Lübbey'de iki saat kadar kalıyoruz.
Lübbey, Bozdağın Ödemiş ovasına bakan güney yamacında, uçurum denecek bir yerde kurulmuş, uzaktan kartal yuvasını andırıyor.
Lübbey hakkında literatürde ciddi bir bilgi bulamadım. 2016 yılında burada bir belgesel çekilmiş. Sart ile Efes arasında bulunan yol üzerinde olması, eski çağlarda da bir yerleşim yeri olabileceğini düşündürüyor.
Lübbey, bir söylentiye göre Lüb ve Dab adında iki Türkmen beyi tarafından kurulmuştur. 'Lübbey' adının da buradan geldiği söylenmektedir. Bir başka rivayet göre ise; Sardes kralının Lüb adlı oğlundan adını almıştır.
Lübbeyliler, 1980 yılından itiberen ulaşım durumu daha iyi olan ve o zamana kadar yayla olarak kullandıkları Çamyayla'ya yerleşmeye başlamış. Şimdi Lübbey'de oturan sadece birkaç yaşlı aile kalmış.
Mevsimin sonbahar olmasının da etkisiyle, Lüpbey sokaklarını gezerken duygusal anlar yaşıyoruz.
Bir zamanlar çoçukların, kadınların, hayvanların dolaştığı bu sokaklarda şimdi derin bir sessizlik var. Sokaklardan geçerken, başımıza bir şey düşer diye korkuyoruz.
Sokaklarda, yaprakları dökülmeye başlayan nar ve incir ağaçlarına rastlıyoruz. Vadinin karşı tarafındaki ormanların ağaçlar rengarenk görünüyor.
Lübbey'de evlerin çoğu yıkılmış, ya da yıkılmak üzere, bazılarının içinde otlar, ağaçlar bitmiş. Sokaklarda, üzerimize bir şeyler düşmemesi için dikkatli yürüyoruz. İki katlı olan evlerin taştan olan alt katı ahır olarak kullanılmış. Evlerin çoğu birbirine bitişik olarak yapılmışlar. Bunun bir nedeninin de güvenlik olduğu, evler arasında bir bağlantı olduğu belirtiliyor.
Tek sınıftan olan okulu gezerken bir öğretmen olarak heyecanlanıyorum, karatahtanın üzerinde eski arap alfabesi ile yazılmış yazılar var. Duvarlara çizilmiş resimler, yazılar o günlerin bir hatırası olarak duruyorlar.
Lüpbey'in camisi de ilginç, minaresi yok, duvarlara çizilmiş resimler dikkat çekiyor. Alevi ve sünni toplum, bir zamanlar burayı birlikte ibadet yeri olarak kullanmışlar.
Lübbey'den ayrılırken gözümüz arkada kalıyor. Lübbey doğaya yenik düşmüş, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, bir an önce bir şeyler yapılması lazım! Ödemiş'e yolunuz düşerse, Lübbey'i görmenizi tavsiye ederim.