İki kelam Aşk
Sesini duymak vardı şimdi.
Sesinden bayramlara coşmakbir canım deyişinle sana can olmak vardı.
Fısıltılar düşüyordu boşluğa,
Aşkın anadiliydi gözyaşı.
Suyun rengi devrilirken üzerime.
Biliyordum;
Her (b)aşka yolculukta
Bir artı bir, kendine eşitti (!)
Karesi de kökü de, acıya eş; tek kişilik bir yanılgıydı aşk.
Hangi kanun c/esaret edebilirdi aksini (s)imgelemeye.
Bir artı bir, eşittir bir.
Birbirini seven iki kişi, birbirilerinin gözlerinin içine baktığında
Bir psikolojik araştırma gösteriyor ki, birbirlerine aşık olduğunu belirten çiftler, birbirlerinin gözlerine en az 3 dakika bakınca, kalp atışları senkronize oluyor.
Sevdiğimiz biriyle kucaklaşmak vücudumuzda doğal ağrı kesiciler salgılamamıza neden
Oksitosin, bir diğer adıyla ‘aşk hormonu’ biriyle kucaklaştığımızda veya birine sarıldığımızda yoğun bir biçimde salgılanıyor. Oksitosin, beyinde, ve de erkeklerin ve kadınların cinsel organlarında salgılanıyor. Birçok araştırmacı oksitosinin sevdiğimiz kişiye bağlanma sürecini pekiştirdiğini öne sürüyor. Araştırmalar, bir doz oksitosinin baş ağrısını önemli derecede azalttığını, hatta 4 saat içinde tamamiyle yok ettiğini gösteriyor. Hatta araştırmacılar, ağrılarımız için ilaçlara ve haplara koşmadan önce, sevdiğimiz birine sarılmamızı öneriyor.
Çekicilikte birbirine yakın çiftler, birlikte olmaya daha yatkın.
Psikoloji ve sosyal alanlardaki araştırmalar gösteriyor ki, insanların romantik ilişkilerinde seçtiği kişilerde genelde belli bir patern var. Araştırmacılar, bu paternin sadece görsel değil, aynı zamanda sosyal bir çekiciliğe bağlı olduğunu söylüyorlar. Yani kişiler genelde, sadece kendi tipleriyle değil, kendi sosyal becerileriyle uyumlu eşleri tercih ediyorlar.
Kişilikleri birbirine çok benzeyen çiftler çok uzun süre birlikte olamıyorlar
Zıtlar birbirini çeker. Aşk üzerine yapılan psikolojik araştırmalar da gösteriyor ki, birbirine çok benzer karaktere sahip kişiler, çok uzun süre birlikte olamıyorlar. Kişiler arasında benzerlikler olmalı, ancak ilişkileri süresince yapıcı bir şekilde birbirlerinden birşeyler öğrenecek kadar farklı da olmalılar.
Kalp kırıklığı sadece bir deyim değil.
Araştırmalar gösteriyor ki, ayrılık, boşanma, ve sevilen birinin kaybedilmesi gibi yoğun ve travmatize edici olaylar, kişinin kalbinin çevresinde yoğun ağrılara yol açabiliyor. Bu yoğun ağrılar kalp kaslarının zayıflamasına da sebep olabiliyor. Bilimde buna ‘kalp kırıklığı sendromu’ deniyor. Hızlı kalp atışı ve nefes alamama gibi semptomlarla gözlemlenen bu durumdan, kadınlar daha çok etkileniyor. Sıklıkla kalp krizi ile karıştırılabiliyor.
Romantik aşk sonunda bitiyor… Ama kendini adamış aşk ile devam ediyor
.
İlişkilerinin başında olan çiftleri bir sene sonra gördüğünüzde oldukça şaşırabilirsiniz. Başta birbiriyle kuğu gibi olan çiftleri yanınızda tartışırken, birbirine alttan alttan laf geçirirken görmek “Ne oldu bunların harika aşkına?” diye isyan ettirebilir. Araştırmalar gösteriyor ki, romantik aşkın belirtileri olan, terli el, kalp çarpıntısı, aşırı mutluluk hali, karnınızda uçuşan kelebekler ve diğer kişiye aşırı ihtiyaç duyma gibi belirtiler 1 sene sonra bitiyor. Geriye ne kalıyor peki? Eğer çiftler romantik aşkın geçişini yumuşak bir biçimde yapabilirlerse, ‘kendilerini adamış aşk’a geçiyorlar. Bu aşkı yaşayan çiftlerin vücutlarında nörotrofin adlı bir protein artıyor.
Bağlılık + Şefkatlilik + Özel Samimiyet = Mükemmel Aşk
Aşkın üçgensel teorisi farklı aşk tipleri için, farklı formüller sunuyor. Örneğin, romantik aşk = tutku + özel samimiyet değişkenlerinden; destekçi aşk = şefkatlilik + bağlılık ve yüzeysel aşk = tutku + bağlılık değişkenlerinden oluşuyor. Eksiksiz aşk ise, bu faktörlerin hepsini içinde barındırıyor.
Sesini duymak vardı şimdi.
Sesinden bayramlara coşmakbir canım deyişinle sana can olmak vardı.
Fısıltılar düşüyordu boşluğa,
Aşkın anadiliydi gözyaşı.
Suyun rengi devrilirken üzerime.
Biliyordum;
Her (b)aşka yolculukta
Bir artı bir, kendine eşitti (!)
Karesi de kökü de, acıya eş; tek kişilik bir yanılgıydı aşk.
Hangi kanun c/esaret edebilirdi aksini (s)imgelemeye.
Bir artı bir, eşittir bir.
Birbirini seven iki kişi, birbirilerinin gözlerinin içine baktığında
Bir psikolojik araştırma gösteriyor ki, birbirlerine aşık olduğunu belirten çiftler, birbirlerinin gözlerine en az 3 dakika bakınca, kalp atışları senkronize oluyor.
Sevdiğimiz biriyle kucaklaşmak vücudumuzda doğal ağrı kesiciler salgılamamıza neden
Oksitosin, bir diğer adıyla ‘aşk hormonu’ biriyle kucaklaştığımızda veya birine sarıldığımızda yoğun bir biçimde salgılanıyor. Oksitosin, beyinde, ve de erkeklerin ve kadınların cinsel organlarında salgılanıyor. Birçok araştırmacı oksitosinin sevdiğimiz kişiye bağlanma sürecini pekiştirdiğini öne sürüyor. Araştırmalar, bir doz oksitosinin baş ağrısını önemli derecede azalttığını, hatta 4 saat içinde tamamiyle yok ettiğini gösteriyor. Hatta araştırmacılar, ağrılarımız için ilaçlara ve haplara koşmadan önce, sevdiğimiz birine sarılmamızı öneriyor.
Çekicilikte birbirine yakın çiftler, birlikte olmaya daha yatkın.
Psikoloji ve sosyal alanlardaki araştırmalar gösteriyor ki, insanların romantik ilişkilerinde seçtiği kişilerde genelde belli bir patern var. Araştırmacılar, bu paternin sadece görsel değil, aynı zamanda sosyal bir çekiciliğe bağlı olduğunu söylüyorlar. Yani kişiler genelde, sadece kendi tipleriyle değil, kendi sosyal becerileriyle uyumlu eşleri tercih ediyorlar.
Kişilikleri birbirine çok benzeyen çiftler çok uzun süre birlikte olamıyorlar
Zıtlar birbirini çeker. Aşk üzerine yapılan psikolojik araştırmalar da gösteriyor ki, birbirine çok benzer karaktere sahip kişiler, çok uzun süre birlikte olamıyorlar. Kişiler arasında benzerlikler olmalı, ancak ilişkileri süresince yapıcı bir şekilde birbirlerinden birşeyler öğrenecek kadar farklı da olmalılar.
Kalp kırıklığı sadece bir deyim değil.
Araştırmalar gösteriyor ki, ayrılık, boşanma, ve sevilen birinin kaybedilmesi gibi yoğun ve travmatize edici olaylar, kişinin kalbinin çevresinde yoğun ağrılara yol açabiliyor. Bu yoğun ağrılar kalp kaslarının zayıflamasına da sebep olabiliyor. Bilimde buna ‘kalp kırıklığı sendromu’ deniyor. Hızlı kalp atışı ve nefes alamama gibi semptomlarla gözlemlenen bu durumdan, kadınlar daha çok etkileniyor. Sıklıkla kalp krizi ile karıştırılabiliyor.
Romantik aşk sonunda bitiyor… Ama kendini adamış aşk ile devam ediyor
.
İlişkilerinin başında olan çiftleri bir sene sonra gördüğünüzde oldukça şaşırabilirsiniz. Başta birbiriyle kuğu gibi olan çiftleri yanınızda tartışırken, birbirine alttan alttan laf geçirirken görmek “Ne oldu bunların harika aşkına?” diye isyan ettirebilir. Araştırmalar gösteriyor ki, romantik aşkın belirtileri olan, terli el, kalp çarpıntısı, aşırı mutluluk hali, karnınızda uçuşan kelebekler ve diğer kişiye aşırı ihtiyaç duyma gibi belirtiler 1 sene sonra bitiyor. Geriye ne kalıyor peki? Eğer çiftler romantik aşkın geçişini yumuşak bir biçimde yapabilirlerse, ‘kendilerini adamış aşk’a geçiyorlar. Bu aşkı yaşayan çiftlerin vücutlarında nörotrofin adlı bir protein artıyor.
Bağlılık + Şefkatlilik + Özel Samimiyet = Mükemmel Aşk
Aşkın üçgensel teorisi farklı aşk tipleri için, farklı formüller sunuyor. Örneğin, romantik aşk = tutku + özel samimiyet değişkenlerinden; destekçi aşk = şefkatlilik + bağlılık ve yüzeysel aşk = tutku + bağlılık değişkenlerinden oluşuyor. Eksiksiz aşk ise, bu faktörlerin hepsini içinde barındırıyor.