Diyarbakır Bedesten ve Çarşıları
Diyarbakır Bedesten ve Çarşıları
Diyarbakır Güneydoğu ve Doğu Anadolunun önemli bir ticaret merkezi olma özelliğini tarih boyunca sürdürmüştür. Anadoludan Mezopotamya bölgesine giden kervan yoları bu bölgeden geçmiştir. Bu bakımdan da şehirde ticaret merkezleri, özellikle bedesten ve çarşılar yapılmıştır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesine Diyarbakır bedesten ve çarşılarına değinmiştir;
Evvela Hasan Paşa Pazarı, Sipahi Pazarı, Attaran Pazarı, ayende ve revendenin dimağını muattar eder. Kuyumcular Pazarı, Çarşuyi Ahengeran, Pazarı Çilengiran, Pazarı Cevarciyan, Pazarı Zengeran, Pazarı Bezzazan, elhasıl 66 esnafın dükkanları mevcuttur. Amma Sipah Pazarında bezzazistanı gayet mamurdur. İki tarafı demir kapılı kargir bina olup anka bezirganlar ile malamaldır. Cümle büldan, kalayı garanbahaları ve zıkıymet cevahir makuleleri hep bu pazadadır.
Diyarbakıra 1660 yılında gelen gezgin M. Poullet şehri anlattıktan sonra çarşı ve pazarlara da değinmiştir:
Diyarbakırın çarşı ve pazarı o kadar büyük ve o kadar güzeldir ki Türkiyede eşine rastlanmaz. İrandan, Moğolistandan Polonya ve Moskovadan buraya kadar gelip kendi memleketlerine ipek, pamuk ve fevkalade güzel çeşitli deri mamulleri götüren tacirlerin sayısı çok kabarıktır.
Polonyalı Simeon da l619 yılında Diyar bakıra gelmiş buradaki çarşılardan söz etmiştir:
Bursadaki gelincik, ve Edirnedeki Ali Paşa hanları gibi kemerli, güzel Kuyumcu hanında emsali, yalnız İstanbulda bulunan çok usta kuyumcular, zernişancılar, bıçakçılar, papuçcular, çizmeciler ve diğer zenaat erbabı çalışırlar.
Evliya Çelebinin sözünü ettiği bu pazarların bazıları günümüzde de Pazar işlevini sürdürüyorsa da Osmanlı mimarisinde önemli bir yeri olan Diyarbakır Bedesteni yıkılmış ve günümüze gelememiştir.
Diyarbakır Bedesteni (Merkez)
Diyarbakır Kasaplar Çarşısı yakınında yer alan Diyarbakır Bedesteni XVI.yüzyılda yapılmıştır. Osmanlı Bedestenleri arasında mimarisi ve plan düzeni olarak önde gelen bir eserdi. Ancak Diyarbakırın l894 yangınında büyük zarar görmüş, l914 yangınında da tamamen ortadan kalkmıştır. Bugün planı ile ilgili yeterli bir bilgi bulunmamakla beraber avlulu ve çevresinde dükkanların sıralandığı bir yapı olduğu sanılmaktadır.
Buğday Pazarı (Merkez)
Diyarbakır Buğday Pazarının ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkta XVI.yüzyıldan önceki yıllarda yapılmıştır. Pazarın ortasında geniş bir avlu olup bunun etrafı revaklarla çevrilmiştir. Revakların arkasında depo olarak kullanılan mekanlar vardı. Bedestenin üzeri kubbelerle örtülmüştür.
Diyarbakırdaki Hasan Paşa Hanına bitişik olan çarşı günümüzde de çarşı işlevini sürdürmektedir
Diyarbakır Bedesten ve Çarşıları
Diyarbakır Güneydoğu ve Doğu Anadolunun önemli bir ticaret merkezi olma özelliğini tarih boyunca sürdürmüştür. Anadoludan Mezopotamya bölgesine giden kervan yoları bu bölgeden geçmiştir. Bu bakımdan da şehirde ticaret merkezleri, özellikle bedesten ve çarşılar yapılmıştır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesine Diyarbakır bedesten ve çarşılarına değinmiştir;
Evvela Hasan Paşa Pazarı, Sipahi Pazarı, Attaran Pazarı, ayende ve revendenin dimağını muattar eder. Kuyumcular Pazarı, Çarşuyi Ahengeran, Pazarı Çilengiran, Pazarı Cevarciyan, Pazarı Zengeran, Pazarı Bezzazan, elhasıl 66 esnafın dükkanları mevcuttur. Amma Sipah Pazarında bezzazistanı gayet mamurdur. İki tarafı demir kapılı kargir bina olup anka bezirganlar ile malamaldır. Cümle büldan, kalayı garanbahaları ve zıkıymet cevahir makuleleri hep bu pazadadır.
Diyarbakıra 1660 yılında gelen gezgin M. Poullet şehri anlattıktan sonra çarşı ve pazarlara da değinmiştir:
Diyarbakırın çarşı ve pazarı o kadar büyük ve o kadar güzeldir ki Türkiyede eşine rastlanmaz. İrandan, Moğolistandan Polonya ve Moskovadan buraya kadar gelip kendi memleketlerine ipek, pamuk ve fevkalade güzel çeşitli deri mamulleri götüren tacirlerin sayısı çok kabarıktır.
Polonyalı Simeon da l619 yılında Diyar bakıra gelmiş buradaki çarşılardan söz etmiştir:
Bursadaki gelincik, ve Edirnedeki Ali Paşa hanları gibi kemerli, güzel Kuyumcu hanında emsali, yalnız İstanbulda bulunan çok usta kuyumcular, zernişancılar, bıçakçılar, papuçcular, çizmeciler ve diğer zenaat erbabı çalışırlar.
Evliya Çelebinin sözünü ettiği bu pazarların bazıları günümüzde de Pazar işlevini sürdürüyorsa da Osmanlı mimarisinde önemli bir yeri olan Diyarbakır Bedesteni yıkılmış ve günümüze gelememiştir.
Diyarbakır Bedesteni (Merkez)
Diyarbakır Kasaplar Çarşısı yakınında yer alan Diyarbakır Bedesteni XVI.yüzyılda yapılmıştır. Osmanlı Bedestenleri arasında mimarisi ve plan düzeni olarak önde gelen bir eserdi. Ancak Diyarbakırın l894 yangınında büyük zarar görmüş, l914 yangınında da tamamen ortadan kalkmıştır. Bugün planı ile ilgili yeterli bir bilgi bulunmamakla beraber avlulu ve çevresinde dükkanların sıralandığı bir yapı olduğu sanılmaktadır.
Buğday Pazarı (Merkez)
Diyarbakır Buğday Pazarının ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkta XVI.yüzyıldan önceki yıllarda yapılmıştır. Pazarın ortasında geniş bir avlu olup bunun etrafı revaklarla çevrilmiştir. Revakların arkasında depo olarak kullanılan mekanlar vardı. Bedestenin üzeri kubbelerle örtülmüştür.
Diyarbakırdaki Hasan Paşa Hanına bitişik olan çarşı günümüzde de çarşı işlevini sürdürmektedir