"Hayat, yüce Tanrının asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir." ( Swann'ların Tarafı)....
Hiçlikten önce bile vardım. Doğmamış, doğurmamış, ezeli olan ve kalacak olanım ben.
Kadim tarihlerden beri ismim defalarca değişti. Yarattığım insanlar bana çeşitli isimler ile seslendi. En karanlık çağlardan beri bana olan inanç değişti ama hiç bitmedi.
Evrenler yarattım, güneşler yerleştirdim gök kubbelere. Yıldızlar püskürttüm kapkara gecelere. Ay'ı yarattım ışığımdan bir zerre ile. İstedim ki o saatler de bile sizi bırakmadığımı bilin. Çünkü yalnızlık ne demek en iyi ben bilirim ve yarattığım hiç bir yaratık , bununla imtihan olsun istemem ben.
Okyanuslar döküldü gözyaşlarımdan, dağlar yürüttüm parçası olduğum zamanlardan. Yarattığım herşey benim bir parçamdı. Parçalanarak var ettiğim gerçekliğimden bir kesitsiniz sadece. O yüzden bana döneceksiniz. Size vaat ettiğim cennet ve cehenneme bu yüzden gireceksiniz.
Size ihtiyacım olduğundan değil. Ait olduğunuza yaptığınız ihanetten dolayı affetmeyeceğim, beni terkedip gidenleri. Sizi yarattım. Ruhumdan üfledim , balçıktan sıvadım. Yarattığım herşeyden çok daha fazla sevdim ve önemsedim sizi. Ne nurumdan yarattığım, kusursuz ve sayısız melek, ne de hiddetimle sarstığım, yüreğimden kovduğum ifrit ve cinleri sizin kadar yer etmedi benliğimde.
Size bilinç verdim. Hiçbir canlıya bahşetmediğim bir hediyeyi altın bir taç gibi saçlarınızın üstüne koydum. Amacım sadece ibadet olsa, meleklerim seve seve yapıyordu.
Sizi direkt cehennemlerimde yakmak , derilerinizi haşlayıp, kaynar zakkum sularıyla dağlamak isteseydim, önümde krallarınız bile duramazdı. Hem bunun için bana ihanet eden iblis ve müritleri vardı zaten.
Size tek bir hayat verdim ve seçme şansı tanıdım. Kiminizi kiminize imtihan kıldım. Beni gerçekten sevmemiz önemliydi gözümde. O yüzden özgür iradeniz ile bana gelin istedim.
Bir kısmınız açtı tüm yüreğini inanılmaz bir saflıkla, bir kısmı kapattı kapılarını sımsıkı, bir daha açılmamasısına. Bazılarınız güya adıma savaştı, gizli günahları karınlarında.
İkiyüzlüleriniz secde de bile taşıdı dünyanın yükünü huzuruma. İstediniz, yakardınız, taptınız ateşten tapınaklarda.
Yetmedi cevaplarım zamanla. Peygamberler yolladım , bir umut belki dönersiniz o dönülmez sarp uçurumlardan diye.
Hırsınız, kibriniz, nefretiniz, gizli sandığınız günahlarınızla kirlettiniz alemleri de biriniz pişman olmadınız. Para için, güç için, hakim olmak, yönetmek, sömürmek, kazanmak için savaştınız da bir anlamadınız, dökülen masumların kanında boğuldu zaferleriniz.
Uzaklaştınız , ardıma sığındınız, gaflete adeta yapıştınız ama bir türlü kendinizi suçlamadınız.
Ben suçluydum gözünüzde.
Engel olabilecekken olmamıştım hiç bir husumete. Çocuklar ölürken yardım etmemiştim güçsüzlere. Kaçıp saklanmıştım, hastalıklardan perişan düştüğünüzde. Açlık, doğa ananın felaketleri , trajediler hep bendendi.
Ben yarattığı insanlara arkasını dönüp giden yüce yaratıcı, şüphesiz ki bunların hiç birinden suçlu değilim.
Size tanıdığım özgür irade ile verdiğiniz kararlar ile hem kendinizi , hem türünüzü tehlikeye attınız. Birbirinize düşman oldunuz, birbirinizi hiç bir fark veya sebep yokken yok ettiniz. Bir avuç toprak için türünüze toplu kıyımlar yaptınız. İblisin bile aklına gelmeyecek hilelerle birbirinizin bağırsağını deşerken, derisini yüzüp, kafasını keserken masumdunuz öyle mi?
Üzgünüm...Ne yarattığım mucizeleri görebiliyor çoğunuz, ne de size duyduğum acınası sevgimi..
İlahi yalnızlığımda kendime yaren kıldığım insanlık, sana bir tek hayat bahşediyorum. Doğruluk ve adalet ile doldurabilmeniz için tertemiz bir ömür.
Belki de geç olmadan farkına varır ve önce kendini sonra da seni tüm hatalarına rağmen affedebilecek olan Tanrını sevebilmeyi öğrenebilirsin...
Winter..
Hiçlikten önce bile vardım. Doğmamış, doğurmamış, ezeli olan ve kalacak olanım ben.
Kadim tarihlerden beri ismim defalarca değişti. Yarattığım insanlar bana çeşitli isimler ile seslendi. En karanlık çağlardan beri bana olan inanç değişti ama hiç bitmedi.
Evrenler yarattım, güneşler yerleştirdim gök kubbelere. Yıldızlar püskürttüm kapkara gecelere. Ay'ı yarattım ışığımdan bir zerre ile. İstedim ki o saatler de bile sizi bırakmadığımı bilin. Çünkü yalnızlık ne demek en iyi ben bilirim ve yarattığım hiç bir yaratık , bununla imtihan olsun istemem ben.
Okyanuslar döküldü gözyaşlarımdan, dağlar yürüttüm parçası olduğum zamanlardan. Yarattığım herşey benim bir parçamdı. Parçalanarak var ettiğim gerçekliğimden bir kesitsiniz sadece. O yüzden bana döneceksiniz. Size vaat ettiğim cennet ve cehenneme bu yüzden gireceksiniz.
Size ihtiyacım olduğundan değil. Ait olduğunuza yaptığınız ihanetten dolayı affetmeyeceğim, beni terkedip gidenleri. Sizi yarattım. Ruhumdan üfledim , balçıktan sıvadım. Yarattığım herşeyden çok daha fazla sevdim ve önemsedim sizi. Ne nurumdan yarattığım, kusursuz ve sayısız melek, ne de hiddetimle sarstığım, yüreğimden kovduğum ifrit ve cinleri sizin kadar yer etmedi benliğimde.
Size bilinç verdim. Hiçbir canlıya bahşetmediğim bir hediyeyi altın bir taç gibi saçlarınızın üstüne koydum. Amacım sadece ibadet olsa, meleklerim seve seve yapıyordu.
Sizi direkt cehennemlerimde yakmak , derilerinizi haşlayıp, kaynar zakkum sularıyla dağlamak isteseydim, önümde krallarınız bile duramazdı. Hem bunun için bana ihanet eden iblis ve müritleri vardı zaten.
Size tek bir hayat verdim ve seçme şansı tanıdım. Kiminizi kiminize imtihan kıldım. Beni gerçekten sevmemiz önemliydi gözümde. O yüzden özgür iradeniz ile bana gelin istedim.
Bir kısmınız açtı tüm yüreğini inanılmaz bir saflıkla, bir kısmı kapattı kapılarını sımsıkı, bir daha açılmamasısına. Bazılarınız güya adıma savaştı, gizli günahları karınlarında.
İkiyüzlüleriniz secde de bile taşıdı dünyanın yükünü huzuruma. İstediniz, yakardınız, taptınız ateşten tapınaklarda.
Yetmedi cevaplarım zamanla. Peygamberler yolladım , bir umut belki dönersiniz o dönülmez sarp uçurumlardan diye.
Hırsınız, kibriniz, nefretiniz, gizli sandığınız günahlarınızla kirlettiniz alemleri de biriniz pişman olmadınız. Para için, güç için, hakim olmak, yönetmek, sömürmek, kazanmak için savaştınız da bir anlamadınız, dökülen masumların kanında boğuldu zaferleriniz.
Uzaklaştınız , ardıma sığındınız, gaflete adeta yapıştınız ama bir türlü kendinizi suçlamadınız.
Ben suçluydum gözünüzde.
Engel olabilecekken olmamıştım hiç bir husumete. Çocuklar ölürken yardım etmemiştim güçsüzlere. Kaçıp saklanmıştım, hastalıklardan perişan düştüğünüzde. Açlık, doğa ananın felaketleri , trajediler hep bendendi.
Ben yarattığı insanlara arkasını dönüp giden yüce yaratıcı, şüphesiz ki bunların hiç birinden suçlu değilim.
Size tanıdığım özgür irade ile verdiğiniz kararlar ile hem kendinizi , hem türünüzü tehlikeye attınız. Birbirinize düşman oldunuz, birbirinizi hiç bir fark veya sebep yokken yok ettiniz. Bir avuç toprak için türünüze toplu kıyımlar yaptınız. İblisin bile aklına gelmeyecek hilelerle birbirinizin bağırsağını deşerken, derisini yüzüp, kafasını keserken masumdunuz öyle mi?
Üzgünüm...Ne yarattığım mucizeleri görebiliyor çoğunuz, ne de size duyduğum acınası sevgimi..
İlahi yalnızlığımda kendime yaren kıldığım insanlık, sana bir tek hayat bahşediyorum. Doğruluk ve adalet ile doldurabilmeniz için tertemiz bir ömür.
Belki de geç olmadan farkına varır ve önce kendini sonra da seni tüm hatalarına rağmen affedebilecek olan Tanrını sevebilmeyi öğrenebilirsin...
Winter..