Mavi Yosun



Gelincik yaprağında titreyerek sevişirdik gözlerinde gözlerim ışırdı …
Islağından flu rüzgarların efsunu sızardı ırmaklar doluşurdu eteklerimize
Sığlarımıza vuruşlarında köpüklenirdi eriyişler
Kuşlar konardı o anın doyumsuzluğuna
Avuçlarıma eğilirdin yüreğimden taşardı ummanlar kuşları alıp sürüklenirdi coşkusu çağlayışların
Kor kor har har kavuşmaların sıcağında
Uçsuz bucaksız coğrafyaların aynı bedende akışlarını dolaşırdık
Bir kız çıkardı sokuldukça koynuma yakasında saçlarının yellerinden bir düet
Çırılçıplak yağmurlara soyunurdu
Dinerdi uslanırdı uğultusundan saçılan sırılsıklam zerrecikleri emildikçe üzerimizde
Kıyılarımızda biten çayırların huşusunda çiylenir
çakır keyif akşamların altına yatardı
biz seninle el ele diz dize mavi yosun hülyaların kıyısında rüyalara dalardık
Ürpertisi başlardı o anın
Ne zaman değecek olsa tenine ay
Dudaklarımda nemi uçlarının
Billur süt taneciklerinden taşardık
Öyle sarhoş olurduk ki sanırdım dünya duracak
tutulduğum kaldığım dirilişlerin hep büluğ peri silüetindeydi o zamanlar
bakamazdım kamaşırdı diplerimde şavkı salınışların
yalnız denizlere açılırdı ne zaman çözülecek olursam epifitlerimizden tomurcuklar
Tenha şehirlere uyanırdı göbeğinden çekilen kanatları nefesin
Tadında kalıntısı tadımın selen baloncuklar kopardı bağından
Salkım saçak bucak verirdin kucağımızda henüz doğmuş vaveylaların dansından
Yana yana yıldız tozakları kalkardı güpe gündüz sürmelerimizin baharından
Ekşi üzüm bağları yıkanırdı duldalarımızda
Kavislerimizde buğu
Adeksinde balı taze anoftacıkların
Çilek kokardın terinde tuzu boynunu inişlerin derinleşen kollarında seli suya katışların
Kan ter ter içinde kalırdın nasılda uyanırdın dayanırdın çatırtısına göğsün
Söylemlerinden yılkıların göğü damlardı
Gülüşlerinde gülhatmili öykülerin şafağı
Türküler allanırdı yanıklarında uğur böcekleri benlenirdi
Dallarımızdan tartardı koyları Akdeniz’in
Bir şişe lavantaya sağıldığımız ömrü aldardık
Susardık
Hoşluğun sardıkça sarardı
İç içe akışlara karışırdı sevda…

Filiz Kalkışım Çolak

Dehliz



Bir dehlizin içinde gerçekleri yaşıyormuş gibi
Hayallerin kumpasında
Sızıyor içimizdeki;

Neyzen!
Çık!nerdeysen?
Çal kafamıza göre kafamızdakileri,
Yaz bilinmedik ne kadar küfür varsa.

Pahallılıktan bahseden tek bir aşık yok;
Aşk yok ,babacığım artık.
Aşkı bastıracak içki yok.
Yazacak kafa yok,
Okuyacak hal.
Karaya vurdu gemi;
Çevirecek dümen yok.

Edebiyat dediğimiz
Yaşamsal sıvının
Artık
Hükmü yok

Güray Erarslan

Elveda



Seçim yapmam gerekiyordu…
Ya şerife Ya sen?
Nereden bilebilirdim.
Onun seni öptüğünde,
yıkılacağımı
Seçimimde bir kez daha hata,
yapacağımı..

Ama artık kesinlikle unutmam lazım!
Nedeni kesinlikle hatalarım.
Umuyorumki bir daha hata yapmam..
Aynı umutsuzluğu bir daha yaşamam..

Elveda…!
Elveda şiirimin ikinci kıtası !
Elveda lise heyecanım!
Elveda herşey için,
Elveda…

Ali Ceren

İspiyoncu



Dostlarla aramı açıyorsun sen,
Soğuk su katarsın pişmiş aşıma,
Ortamı bozup ta kaçıyorsun sen,
İspiyoncu oldun dertli başıma.

Doğruyu yolundan şaşırtıyorsun,
Bazende bardağı taşırıyorsun,
Kimisinden azar işitiyorsun,
İspiyoncu oldun dertli başıma.

Seninle bu ömür biter mi bilmem,
Boşuna ağlama yaşını silmem,
Keyfime bakarım,uykumu bölmem,
İspiyoncu oldun dertli başıma.

Duyduğun,gördüğün oluyor konu,
Çekiştiriyorsun onu ve bunu,
Nereye varacak gıybetin sonu?,
İspiyoncu oldun dertli başıma.

Zeki şuuruna daima hakim,
Topluma saygılı duruyor sakin,
Senin tavrın yanlış durmazsın tekin,
İspiyoncu oldun dertli başıma.

Zeki Çelik

Yılan



Boş yere incitme bu seven canı,
Aşkınla dolaşır damarda kanı,
Yaşanan işkence olmasın anı,
Yalandan seversen,yılan olursun.

Göz göze gelip de şimşeği çakma,
Terk edip gidip de ciğeri yakma,
Ömür boyu yaşa çabucak bıkma,
Yalandan seversen,yılan olursun.

Zehrinde özünden,derinden sarsar,
Kısacık yaşamda olma karamsar,
Yanıma yaklaşıp, halimi sor, sar,
Yalandan seversen,yılan olursun.

Sevgiye bir hile katmamam gerek,
Yoluna kurbandır bu beden yürek,
Kabrini kazmasın kazma ve kürek,
Yalandan seversen,yılan olursun.

İki yüzlü olup, şevkimi kırma,
Önümde dolaşma,arkamda durma,
Açık sözlü davran,Zekiyi yorma,
Yalandan seversen,yılan olursun.

Zeki Çelik

Evrenin Daralan Ruhu



Karanlık bir çağın üzerine
Düştükçe yukarı dönüyor başım
Ürkek bileklerinden yakalıyorum
Ağzıyla kuş tutan yelkovanları
Süzülüyorum bir noktadan sızan kehribar sarılarıyla

Huzursuz çığlıklar
Kurak yerlerden ormanların ruhuna yayılıyor
Cılız ayaklarının kesintisiz içtimalarından
Akıl hastanelerinin ranzalarına kadar uzanan
Tökezlemelerin iç geçirişleri kadar sürüyor aymazlıkları

Hapishanelerin parmaklıklarına dokunuyor teker teker
Bir çocuğun ilk göz ağrısı oyuncaklarında birikiyor
Sırtını duvara dayamış bir tenin içine ok gibi saplanıyor
Buhranını yitirmiş acılar
Kitapların tozlu yapraklarında can veriyor

Nasıl da ıssız sokaklar

Annelerin gözlerinde tuz gölleri
Öbek öbek olmuş çukurları
Yırtık resimler sararmış göğüslerinde
Yüzlerine oturmuş arayışlarının çaresizliği

Sicim gibi iniyor
Kapkara !
Kapkara cübbelere dökülüyor
Zift gibi iniyor kaldırımlara

Bir yalan dipçiği süzülüyor evrenin daralan ruhunda
Tükenişlerin son duraklarında iniyor yolcular
Adaletsizliğin çarmıhı çakılıyor kalplerine
Küskün ölümler dar geliyor mezarlara
Nasıl da bağırıyor mezarlıklar

Durun!
Durun, durdurun !
Sesler !
Sesler !
Dalga dalga yükseliyor evrenin daralan ruhunda

Leyla Süslü
Beğen

ŞARKIMIZ



Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz barkımız bizim.

Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farımız bizim.

Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman;
Görürler nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ark ve su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.

Gideriz nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, bizde gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...

Eserin yazarı: Necip Fazıl Kısakürek Eser: ÇİLE

ŞAN ŞEREF



Yaşı tutan erkek göreve gider,
Cennete ulaşmak nasıldır sence?,
Asker olan vatan borcunu öder,
Şehit olmak şandır, şereftir bence.

Düşmanlar pusuda çıkıyor sefer,
Hedeften hedefe koşuyor nefer,
Kurşunlar isabet eder bu sefer,
Şehit olmak şandır, şereftir bence.

Delikanlı, olgun olur kahraman,
Uykudan uyanın bak zaman zaman,
Bombalar patlıyor,ortam toz duman,
Şehit olmak şandır, şereftir bence.

Kimi nişanlıdır, kimi de evli,
Kimi yabancıdır, kimi de yerli,
Sorumluluk taşır her bir görevli,
Şehit olmak şandır, şereftir bence.

Zeki'nin de budur en çok arzusu,
Toprağa düşüyor ana kuzusu,
Yürekten sarsıyor acı sızısı,
Şehit olmak şandır, şereftir bence.

Zeki Çelik

Ne Bir Şiir Ne de Ömür Yeter Seni Anlatmaya



Ne bir şiir seni yeterince anlatmak da
Ne de uğruna feda edilecek bir ömür.
Yaseminler şehit düşsün kapılarında...
Bundan daha güzel nasıl ölünür?

Güller kanasın ak tenini boyamak için.
Gölgen vursun; karanfiller esas dursun!
Alem'e diz çöktüreyim her damlası için,
Yeter ki şu gönlümü gözlerin vursun

Muhammed Göktürk Seval